" İnsanlar çözümü göremediklerinden değil, sorunu göremediklerinden çözümsüz kalır. "
" It isn't that they can't see the solution. It is that they can't see the problem. "
Gilbert K. Chesterton

Konum: Biz Kimiz?

Card image cap

Manifesto

Öz

Öz’e ait açıklama

Konusu: Birleşik Akıl Ağı (BAA) oluşum ve gelişimi hk.

02 Şubat 2017 (Rev 7.2) / 12 Aralık 2017 (Rev.8) / 17 Ekim 2018 (Rev 9) /

3 Şubat 2019 (Rev 10)

Birleşik Akıl Ağı Nedir?

BAA, bağımsız, gönüllü, kar amacı gütmeyen ve siyaset üstü bir platformdur.

 

Amacı Nedir?

Kişi veya gruplara, öyle bir altyapı sunalım ki;

  1. Temel amaçları aynı, ama farklı yaklaşım yol ve yöntemine sahip kişi ve gruplar, kendi kimliklerini bir üst kimlik içinde eritecek bir hiyerarşi içine girmeden örgütlenip iletişim kurabilecek prosedürler için verimsiz yollarda zaman kaybetmesinler,
  2. İletişimleri için coğrafya ve zaman dilimi farklılıklarına bağlı olmasınlar,
  3. Sorun teşhis (tanı), çözüm geliştirme ve uygulama konularında etkili yöntemlere (Küme Zekası gibi) kolay erişsinler ve de çeşitli kişi ve grupların birbirlerinden bağımsız ürettikleri sorunlar, çözümler bir veri-tabanı içinde biriktirilebilsin,
  4. Bu platformdan her yararlanan, platformun gelişmesine de katkıda bulunabilsin.

Böylelikle sorunlara daha etkili çözümler geliştirebilsinler.

Farklı ülkelerde ve farklı illerimizde yaşayan, Türkiye sorunlarına ilişkin soru ve/ya cevap üretmek ya da zenginleştirici katkılar yapma arzu ve yeterliğine sahip, bu yeterliği de genel kabul görmüş insanlarımız var.

Bu kişiler genelde birbirlerinden habersiz olarak -çoğu zaman da kendi doğruları içinde kalarak- sorunlara çözüm arıyorlar. Halbuki her birinin özgün birikimleri, özgün zekaları var. Birbirleriyle gevşek bir ağ içinde etkileşimleri olmadan kaldıkça, amaçlarına erişmeleri güçleşiyor.

Üzerinde çalışacağı konuları, çalışma biçimini, elde edeceği sonuçları nasıl ilan edip kullanıma sokacağını tamamen kendisi belirler.

 

Kısacası, insanları fiziksel olarak bir araya toplamaya en az ihtiyaç duyulacak şekilde, internet teknolojilerinin de yardımıyla Birleşik Akıl üretebilen bir ağ (Internet of Minds) oluşturulması öneriliyor.

 

Lütfen şunu hayal ediniz!

Bir geniş yuvarlak masa çevresinde şu (veya benzer) kişiler toplanmışlar: Nobel ödüllü Prof. Aziz Sancar,.......

......... rahmetli Vehbi Koç, İdil Biret, Prof. Hüseyin Atay, rahmetli Yaşar Kemal, NASA’dan Prof. Feryal Özer, Kars’ın kadın girişimcisi Nuran Özyılmaz, kocası hamal, kendisi temizlikçi, bilgi yarışması galibi Zeynep Tataş Sak, Dr. Gazi Yaşargil, İnovasyon ödülü sahibi Lise öğrencisi İhsan Can Kaya veya benzer nitelikte kişiler.

Bu insanlarımızın bir bölümü şu an aramızda yoktur, ama bugün için o değerde karşılıkları mutlaka vardır. Sırf kompozisyonu canlandırmak için örneklenmiştir.

Bu insanların yaşları, uğraşı dalları, eğitimleri, yaşadıkları coğrafyalar gibi özellikleri farklı olsa da, başlıca ortak yanları ortalamaların üzerinde “akıllı” insanlar olmalarıdır.

Bu insanlar masa çevresinde ne yapıyorlar?

Hayali masa çevresindeki bu hayali kişiler, Ortak Akıl Ağı’nın temel varlık nedeni olan şöyle bir hayali soru üzerinde çalışıyorlar:

“Türkiye’nin, çözemeyip sorun stokunda biriktirdiği dini, etnik, ekonomik vb. sorunları iç ve dış aktörlerce istismar edilerek, üretmekte olduğu değerleri ve paralel olarak da saygınlığını kaybediyor. Bunun yerine, bu istismar sürecini kontrol altına alabilmiş, insanlık ailesine de net katkı sahibi saygın bir üyesi olmaya geçebilmek için neler yapmalı, neler yapmaMAlı ve bunları nasıl hayata geçirmeli?[2]”

Masa çevresinde kimse kimseye bağırmıyor, sözünü kesmiyor, kendi doğrularını dayatmıyor. Çünkü bu soru, o yollarla değil ancak “üstün akıl” yoluyla çözülebilecek karmaşıklıktadır.

Bu yolla nereye varılmak isteniliyor?

Cevabı aranan soru, “belirli bir ideoloji, bir kesim, bir siyasi partinin karşıtı ya da yandaşı olarak değil, Dünya toplumlarının kimseyi sömürmeyen ve kendini de kimselere sömürtmeyen saygın bir üyesi olma vizyonuna nasıl erişilebileceği ve bulunacak çözümlerin mevcut sınırlamalar altında dahi nasıl uygulanabileceği”dir..

Buna göre varılmak istenilen amaç, bir birleşik akıl ağı’nin bir çeşit pusula işlevi yapmasıdır.

Bu hizmete ihtiyacı olanlar toplumun bütünü olsa da, muhtemelen talep edebilecek olanlar onun çok küçük ama etkili bir bölümüdür. Geri kalan büyük yüzde ise muhtemelen bu ortak akıl ağı’nın yaydığı “güven” duygusundan yararlanabilecektir. Toplumumuzda bu duyguya olan ihtiyaç tarife gerek olmayacak düzeyde açık değil midir?

Ama, bu bir hayaldir gerçekleşemez!

Çünkü, bu kalibrede insanların her biri Dünyanın bir yerinde; her biri çok çalışkan, idealleri olan insanlar; saat farkları dahi bir araya gelmelerine engel; ayrıca gelebilseler dahi ortadaki soru kısa sürede cevaplanabilecek gibi değil, uzun süreler çalışmayı gerektirir. Dedim ya bu olmaz, hayaldir.

Ayrıca da bu uzun vadeli, bize “şimdi ve burada” çözüm lâzım!

http://bit.ly/2jr7TfF adresli yazıda “şimdi ve burada” yaklaşımına karşı kimi düşünceler var. Ama yine de “çözüm” ile neyin anlaşıldığını ve de anlaşılması gerektiğini netleştirmek doğru olur; tabii ki bunun için de “sorun’un ne olduğu”nu!

Belki inanmayabilirsiniz ama, rastgele kişilere sorabileceğiniz “sizce en önemli sorun nedir?”e alabileceğiniz cevaplar sonunda, üzerinde uzlaşılmış bir sorun –ya da sorun kümesi- olmadığı gibi bir sonuca varabilirsiniz. Lütfen “şimdi ve burada” talebinizi –var idiyse- tekrar düşününüz.

Lütfen http://bit.ly/2jrtTqA adresindeki makaleye (Google Çevirici oldukça iyi çeviriyor) göz atınız.

Artık alıştığımız, kendimizi güvende hissettiğimiz tek kişilik dünyalarımız, Internet of People[3] haline dönüşüyor; en azından çocuklarımız için.

Kısa vade tuzağına düşmüş ve kurtulmayı düşünmeyen tutsaklar olarak kalmaya hakkımız var mı?

 

Tamam bunlar bir hayaldi, ama çok benzerini gerçekleştirebiliriz..

Bu hayalin niçin gerçekleşemeyeceğini savunmak kolaydır, ama acele karar verip kendimizi kurtarmak yerine biraz daha düşünmeliyiz! Nitekim, sorunlarımızı kendimiz çözmezsek onları dışardan başkalarının çözmesini bekleyebilir miyiz?

Olası engeller ve çözümleri şunlar olabilir:

  1. Bu belge çok uzun kimse okumaz; ayrıca bizim insanlarımız bunları anlamaz da!
 

Belge, onu okuyacak olanlara göre tam uzunluktadır; ne fazla ne de az. Sadece kendi için yaşayan, üstelik yarattığı sorunların çözümünü de başkalarına yüklemeyi adet edinmiş, görevinin sadece talep etmek ve yakınmak olduğuna inanmış kişiler için herhangi uzunluktaki bir cümle bile “uzun”dur.

Bu belgenin hedef kitlesi, hemen tüm toplumlarda aydın[4] olarak nitelen ve toplumların çok küçük bir yüzdesini oluşturan kesimdir. (Burada kullanılan “aydın” teriminin gündelik kullanımdaki aydın’dan farkına, yurttaş sorumluluğuna sahip kişilerin kastedildiğine dikkat edilmelidir).

Nihayet, belgedeki yaklaşım bir miktar karmaşık (kompleks) olabilir. Bunun nedeni, sorunlarımızın da karmaşık oluşudur. Yıllarca birikip stok haline gelmiş olan sorunlar, kök nedenleri arasındaki etkileşimler nedeniyle son derece girifttir. Çoğu zaman, kolay çözülebilir “görünümlü” sorunların çözümleri göründüğü kadar basit olmayabilir.

  1. “Teknoloji özürlüyüm”, ama yine de bu ağa katılmak isterim diyenler ne yapmalı?

Artık önümüzdeki yıllar değil, günler bile hayatımızın her kesiti teknoloji ile sıkı bağlantılı olacaktır. Buna direnmek ya da göz ardı etmek yerine, “bilişim okur-yazarlığı” edinmemiz gerekiyor.

Bu amaçla, internete erişebilen herkesin kolayca yararlanabileceği sitelerden yararlanılabilir.

Ayrıca, sadece bu belgede tanımlanan Ortak Akıl Ağı ile ilgili olası soruların cevaplanması için bir mentor grubu mevcuttur. O gruptaki kişilere, yanlarında gösterilen kısıtlar dikkate alınıp danışılarak sorunlarınızın çözümüne yardımcı olunur. Mentor grubuna erişmek için lütfen http://bit.ly/2jxYJhB adresine tıklayınız.

  1. Diyelim ki tüm engeller aşıldı. Sonuç alınacağını kim garanti edebilir?

Hiç kimse garanti edemez. Hangimiz bireysel kararlarımızda garanti aldıktan sonra adım atıyoruz?

Garanti edilebilecek tek şey, bu çaba içinde yer alacak olanların “ben elimden gelen çabayı gösterdim” diyebileceğidir.

Eğer bu girişim, hiyerarşik liderliğe dayalı bir örgütlenme içinde olsaydı, çeşitli garantiler isteyenler haklı olabilirlerdi. Burada mümkün olabileceği ileri sürülen bu garanti dahi aslında gereksizdir. Dağıtık liderlik yaklaşımı altında herkes kendi garantilerine göre hareket edecektir

  1. Bu kıratta insanlarımız var mı?

En az tartışma götürür konu budur. Bugün Dünyanın çeşitli yerlerindeki saygın kurumlarında, hatta kendi işinin sahibi olarak çalışan çok sayıda insanımız vardır

 
  1. Ama bu insanlar Dünyanın ya da Türkiye’nin çeşitli yerlerine dağılmışlar; ayrıca da ünlü olanlarını tanıyoruz ama ünlü olmayanlar da olabilir, onları nasıl bulacağız; aynı anda bir araya nasıl getireceğiz?

Bunun için basit bir formül yok. Kariyer, ünvan, yaş, cinsiyet vb özellikler, bir araya getirilmek istenilen bu akıllı insanları tanımlamaya yetmiyor.

Bunun için, sezgisel yöntemle oluşturulabilecek ilk grubun, ağ protokoluna uygun katkı üretebilenleri yine kendilerinin değerlendirip, ağ protokolunun teknik veya etik kurallarına uymayanları kendilerinin elimine etmeleri bekleniyor.

İlk bakışta bu yöntem yeterli güvenirlikte görünmese de, gözlemler grup içi çatışmaların yetersiz ilişki tanımlamaları sonunda doğduğunu; iyi tanımlanmış basit kurallar dahi tavizsiz uygulandığında grup uyumunun sağlanabildiğini gösteriyor.

Bu nedenle grubun, çoğulcu demokratik kuralları istismar ederek kendi görüşlerini dikte etmek isteyecekleri süzebileceğine güvenmekten başka çare görünmüyor.

Kişilere erişme konusuna gelince; ilk oluşacak gruptaki her kişinin, ağ protokoluna uyacağını değerlendirdiği birkaç kişiyi davet ederek genişleyebilir.

Bununla beraber burada amaç süratli bir genişleme değil, “sorunlar için gerçekçi çözümleri ve yol haritalarını ortak akılla oluşturabilecek nitelikte insanların bir araya gelmesi”dir.

Esas genişleme, oluşturulan bu ağdaki kişi sayısının artmasıyla değil, ağın örnek olarak alınıp çeşitli kişilerin benzer ağlar oluşturmalarıyla –ve belki de o ağların bir “inter+net” teşkiliyle- meydana gelecektir.

Birbirinden coğrafi olarak uzakta bulunan ve internet üzerinden de olsa hepsinin aynı zamanda bir araya getirilmesi kuşkusuz çoğu zaman mümkün olmayabilir. Bununla beraber mümkün olan her fırsatta –özellikle de ilk toplantılarda- birbirinden uzakta olsalar dahi aynı zamanlarda internet üzerinde bir araya gelmeleri çok yararlı olacaktır.

Daha ileriki aşamalarda bu kişilerin fiziki olarak bir araya gelerek toplanmaları ise bir ideal olarak unutulmamalıdır.

Yöntem, tartışılacak sorun(lar)ın önce bir dizi doğru soru’ya çevrilmesi, sonra da o sorulara cevap verilmesine dayanıyor. Gerek soruların, gerekse cevapların belirlenmesinde kısa ipuçları şeklinde ifadelerle (bir beyin fırtınasında olduğu gibi) ve yazılı olarak fikir beyan edileceği için, gruptaki her kişi kendine uygun bir zamanda cevap verebilecektir.

Grup kendi içinde bir iletişim uyumu kurdukça, daha özgür (formata daha az bağlı) iletişim ve etkileşim mümkün olacaktır.

 
  1. Bu insanların bu karmaşık sorunu çözebilmek için uzun uzun kendi reçetelerini anlatmaları gibi bir yöntem hem uzun süreler alır; dahası, bir yakınsama olmaz ..

...yani giderek derli-toplu sonuçlara varılamaz. http://bit.ly/2iEOfk adresinde ayrıntılı açıklamalar verilmiştir. Özet olarak:

  1. Etkili bir sorun çözme yöntemi

Sorunları doğrudan çözmeye çalışmayınız; onları önce Doğru Sorular’a çevirip, sonra da o soruları cevaplamaya çalışınız tıklayınız..

Bu yöntemin birden fazla kişiyle yapılarak “Ortak Akıl” yoluyla yapılmasına Soru Konferansı® adı veriliyor.

Bir “sorun”u ifade etmek üzere ürettiğiniz “soru”lar, “gerektiği kadar uzun, olabildiğince de kısa” olmalıdır (efradını cami, ağyarını mani). Fikirlerinizi uzun cümleler halinde değil, o fikirleri tam ifade etmede kullanılabilecek “ipuçları” biçiminde ifade ediniz (bakınız).

  1. İnternet üzerinde Beyin Fırtınaları (e-BF) yoluyla ortak akıl oluşturulması

Katılımcıların her biri ayrı fiziki yerlerde (hatta ayrı şehir veya ülkelerde) bulunabilir. Her katılımcının kendine uygun zamanlarda katılarak düşüncelerini ifade edebilir.

Tüm katılımcılar, internet üzerinde (bulutta) tanımlanmış bir ortak Google belgesi üzerinde düşüncelerini yazarlar. Çalışmaların yazılı yapılması bir normdur.

Çalışmanın bir moderatörü olur ve e-BF’nin hangi soru(lar)ı cevaplamak için yapılacağını -katılımcılara danışarak- belirler.

(C) Diğer

e-BF sonrası, moderatör üretilenleri düzenleyerek katılımcılara iletir. Çalışma, sadece katılımcılara açık olup, internet üzerinde yalnızca çalışmaya katılanlarca görülebilir.

  1. Bu bir örgütlenme işi. Bunu kim yönetecek, lidersiz iş olur mu?

Eğer hayali olarak isimleri verilenler gerçekten bir araya gelebilseydi, bu insanların bir “baş”tan emir almaları gerekir miydi?

Bu kalibrede insanlar, ne yapacakları konusunda emir almadan öğrenen bir organizma biçiminde hareket etmeyi becerebilecek “üstün akıl” sahibi insanlardır. Zaten bir araya getirilme nedenleri de emir almadan doğru işleri yapabilmeleri değil mi? Bu örgütlenmenin en önemli özelliği dağıtık liderlik (distributed leadership) özelliğidir.

Steve Jobs şöyle diyor: “Biz en yetenekli insanları işe alıyor, sonra da onlara ne yapacaklarını söylüyoruz. Bunda bir yanlışlık var. Biz onları, bize ne yapacağımızı söylemeleri için işe almalıyız”.

Basit, ama somut bir örnek, önümüzdeki yıllarda, hemen tüm nesnelerin dağıtık örgütlenmeler içinde olacağı gerçeğidir. Sanayi 4.0 olarak yeni bir sanayi devrimini açan “Nesnelerin İnterneti – IoT”nin türev kavramlarından biri de “Kişlerin İnterneti – IoP”dir Bu belgede açıklanan Ortak Akıl Ağı’na bu nedenle, tam olarak “Zihinlerin İnterneti” “Internet of Minds” denilebilir; ....

....yani dağıtık durumdaki akılların bir ağ yoluyla birleştirilmesi. Blockchain, Bitcoin, Ethereum ve benzeri tüm buluşlar, “dağıtıklar arasında ağ oluşturma” örnekleri olup, Ortak Akıl Ağı da bu felsefeyi kullanacaktır.

  1. Peki, bütün bu engelleri aştığımızı varsayalım. Bulunacak çözümleri toplum benimseyecek mi; mevcut yönetimler nasıl ikna edilecek?

Bunun için de sihirli bir yol yok.

Güvenilen, toplumumuzun yüksek nitelikli insanlarının, toplumun önüne yanlış / geçersiz reçeteler koymayacakları; toplumun da ikna olarak yerel ve merkezi idarelere, ellerindeki araçlarla demokratik baskı yapacaklarıdır. Buna paralel olarak, oluşacak ağın da ayrıca ikna konusunda daha yaratıcı çözümler bulması beklenir.

 

  1. Bu ve benzeri şekilde oluşacağı hayal edilen gruplardaki kişilerin ne çıkarları var ki böylesi bir çaba içine girsinler?

En çok sorulacak soru muhtemelen budur.

Geçmişte hayal dahi edilemeyecek iki örnek, “açık kaynak kodlu yazılımlar” ve “Açık Eğitsel Kaynaklar – OER”dir.

Bilişim endüstrisinin ilk yıllarında, yazılım firmalarının büyük kıskançlıkla sakladıkları ve büyük kazançlar temin ettikleri yazılımlar, yıllar geçtikçe herkese açık, dahası herkesin katkısına açık hale gelmiştir. Britanica ansiklopedisinden daha geniş bir ansiklopedi (wikipedia) yine bu felsefenin ürünüdür.

Bu felsefenin hayata geçmesine önderlik edenler, eğer “çıkarımız nedir?” sorusunu sorsalardı, insanlık adına övünç duyduğumuz bu gelişmeler olamazdı.

Bununla birlikte soru’nun en genel cevabı muhtemelen şudur: Bu tür insanların yaptıkları çıkar hesabı, çoğunluğun hesap tarzından farklıdır. Şu videodaki komodo ejderleri, kolaylıkla birbirini parçalayabilecek silahlara sahip olsalar da sadece rakibini alt etmekle yetinmektedirler. Bunun basit, akıllı, çok saygın ve de maalesef çoğu insanda bulunmayan nedeni, bu vahşi “görünümlü” dostlarımızdaki “ben ve neslim, ancak hep birlikte varlığımızı sürdürebiliriz” bilgisi olsa gerekir.

  1. Bu kadar sözün sonunda ne isteniyor?

İstenilen basittir: Yukarıda açıklanan yaklaşım yoluyla incelenecek “Türkiye sorun stoku”nu oluşturan kök-nedenler’in nasıl çözüleceğini ortaya koyup, paralel olarak da pilot uygulamalar yoluyla toplumun tekrarlaması şeklinde özetlenebilecek çalışmalara aklınız, birikiminiz ve/ya imkanlarınız ile katkı yapmanız bekleniyor.

İkincisi, başlangıçta örnek olarak adları verilenlere benzer kişilere erişmek konusunda “bireysel ağınız”ı kullanmanız isteniliyor. Adını vereceğiniz ve sonra da bu Birleşik Akıl Ağı’na katılmaya ikna edebileceğiniz kişi(ler) en değerli katkınız olacaktır.

Eğer içindeki internet adreslerinin hepsini açıp inceledikten sonra katkıda bulunursanız kuşkusuz daha da iyi olur.

Kısacası ya yakınacağız ya da bir mum yakacağız.

Şimdiden teşekkürler

Dikkat! Bu belgede kullanılan kimi terimler, kaynağı yabancı olan ve TDK sözlüğünde karşılığı henüz verilmemiş terimlerin en yakın anlamı verilebilecek şekilde çevirisinden ibarettir. Bunlar bir ek olarak derlenip bu belgenin tamamlayıcı bir parçası olarak kullanılacaktır. Şimdilik http://www.beyaznokta.org.tr/projelerimiz_kavram adresindeki tanımları kullanabilirsiniz.


[2] Bkz. https://goo.gl/xOWu38

[3] Internet of People (kişilerin interneti), IoT olarak bilinen (nesnelerin interneti) kavramının bir ileri aşamasıdır. Kişilerin oluşturduğu Ortak Akıl Ağı da bir benzetmeyle “Internet of Minds” (akılların interneti) sayılabilir.

[4] Bkz. http://www.beyaznokta.org.tr/projelerimiz_kavram#aydin

Search