" İnsanlar çözümü göremediklerinden değil, sorunu göremediklerinden çözümsüz kalır. "
" It isn't that they can't see the solution. It is that they can't see the problem. "
Gilbert K. Chesterton

Card image cap

YETKİN AKIL -3

 

Halen harekete geçirebildiğimiz akıl düzeyinin, karşı karşıya olduğumuz sorunlar bulamacını[1] çözmekte yetersiz kaldığı; bu nedenle de yüksek karmaşıklık düzeyindeki sorunları çözebilmek için daha yetkin akıllar üretebilmenin yolunu bulmak gerektiği; bunun için de düşünme süreçlerine daha yakından bakarak “Düşünme, Anlama ve İfade becerisi yetersizliği” olarak ifade edilen, bulamacın yapı taşlarından[2] birisi üzerinde durmak amacıyla iki yazı[3] yazılmıştı.

Bu defa, Yetkin Akıl üretebilmek yolunda bir araya getirilebilecek akılları sınırlayabilecek bir diğer -ve yaygın- etmen ele alınacak: Ön-düşünme’ye fırsat bırakmamak.

Biliyorsan hemen söylersin (mi?)

Bildiğimiz kadarıyla okullar hariç pek bir yerde böyle bir açıkça sıkıştırma söz konusu değildir. Açıkça olmayışının nedeni de sıkıştırmanın, tekrar etmeye gerek duyulmayacak kadar herkesçe içselleştirilmiş olmasıdır. Okullarda öğretilenler genellikle ezber kalıpları olduğu için bu sıkıştırma anlamlıdır.

Çeşitli tartışma ortamlarında bir soruya cevap verecek ya da bir konuda fikir beyan etmesi istenilen kişilerin çeşitli nidalar çıkartmaları, bazı kalıp (öncelikle size bu soru için teşekkür eder, küçüklerin gözlerinden büyüklerin ellerinden öperim...gibisinden) cümleler kurmaları ise bir düşünme süresi kazanmak içindir; ama bu süre içinde bu ifadeler nedeniyle akıl da meşguldür.

Bu tür dolgu ses veya cümleleri hemen her dilde mevcuttur[4]; ama burada kastedilen ihtiyaç bunlar değildir. İhtiyaç olan, herhangi bir açık veya saklı sıkıştırma olmaksızın kullanılabilecek bir iç sessizlik[5] süresidir.

Olmasa n’olur?

Markov Zinciri[6], bir olayın meydana gelme olasılığının yalnızca bir önceki olayda elde edilen duruma bağlı olduğu” hallerin matematik ifadesi için kullanılan bir yöntemdir.

Bir konuda fikir beyan etmesi beklenen bir kişi, kendisine soru sorulmuş ya da bir konuda fikir beyan etmesi istenilmiş kişidir; yani Markov zincirinin “önceki baklası” bu soru veya konu vasıtasıyla verilebilecek cevabın hangi rota üzerinde olacağı belirlenmiştir. Cevaplayıcıya düşen, saklı yolla belirlenmiş o beklentiye uygun cevap seçeneklerinden birisini söylemekten ibarettir. Bunun belirli bir amaca yönlendirmek için kurgulanmış olması gerekmez. Cevaplayıcının önüne çizilmiş rota, onu çizenlerin “Değişime Dirençli Doğrular”ınca kendiliğinden çizilmiş olmaktadır.

Buna göre cevaplayıcı ne cevap verirse versin, daha yetkin bir akıl ürünü olabilecek bir rotaya geçme “şansı” (olasılığı) azalmış olmaktadır.

Grafikte, sonradan katılan 4ncü kişinin çok sorun çıkarmaksızın bir “iç sessizlik süresi” talep ettiği ve diğerlerin de buna rıza gösterdikleri gibi pembe bir olasılık seçilmiştir. Gerçekte ise böyle olmayabilir.     4 ncü kişi (ya da herhangi bir diğeri) o ana kadarki düşünce rotalarından çok farklı bir rota önerebilir; hatta bunu, tartışmaların iyice ilerleyip, farklı düşüncelerin “pişmiş aşa soğuk su katmak” olarak değerlendirebileceği bir noktada yapabilir. Bu gibi bir geriye dönüş arzusu tartışma grubunun -eğer sorunu gerçekten ve inatla çözmek amacı zayıfsa- dağılması ile sonuçlanacaktır.

İç sessizlik süresi kullanmaksızın hemen cevap üretmek yaygın eğilimi ya da çalışma grubu üyelerinin bu yolda bir saklı baskısının başkaca sakıncalarından birisi de, kişinin düşünmeden vereceği cevaba yapışması, fakat ardından bu cevabın doğru olmadığını fark etse de geri dönemeyip zorunlu olarak eski -ve doğru olmadığını bildiği- cevapta ısrar etmesidir.

O halde??

Böylesi olumsuz sonuçlar ileriki çalışmalar için de motivasyon kaybına yol açacağı için, tartışmanın en başında, bir “Sorun Ele Alma Yöntemi[7] konusunda uzlaşıya varılması daha doğru olur.

Tüm tartışmalar yazı ya da söz yoluyla olacağına göre, kullanılacak her sözcük hakkında -özellikle de kritik kavramlar- üzerinde:

  1. Ağzından / kaleminden çıkanın anlamını bil” gibi bir yöntemin ana ilke edinilmesi,
  2. Yetkin Akıl 2’de[8] sekiz başlık halinde sunulmuş bulunan:
    1. Değişime Dirençli Doğrular
    2. Yargı temelli tartışma kültürü
    3. Saklı amaçlar
    4. Kavram dağarcığı zafiyeti ve dolgular
    5. Kuşkusuzluk
    6. Örnekleri kanıt olarak kullanmak
    7. Ve mantık okur-yazarlığı eksiği
    8. 9ncu olarak da: Tartışmanın başında ve her noktasında, her tartışmacının, tartışmanın o noktaya kadar belirlediklerinin sürükleyici etkisinde kalmamak amacıyla bir iç sessizlik süresi kullanmasına izin verilmeyişi ve/ya tartışmacının bu süreyi talep etmeyişi

başlıkları üzerinde herkesin kendine göre önlemler alması (ve zaman bütçesini de bu önlemlere göre düzenlemesi) yararlı olacaktır.

Son olarak kuşkusuz şu soru akla gelebilir: Bu kadar güçlüğe katlanmak gerekir mi, niçin?

 

Tınaz Titiz

02 Şubat 2022

 

 

 

[1]Sorunlar Bulamacı”, bkz. https://ggle.io/3cYM

[2]Bulamacın Yapı Taşları”, bkz. https://bit.ly/3pPzSuX

[3]Yetkin Akıl” için bkz. https://bit.ly/3FRyahd; “Yetkin Akıl 2” için bkz. https://bit.ly/3KV8hAY

[4] Çeşitli dillerdeki nidalar için bkz. https://bityl.co/Akz2

[5]İç sessizlik” için bkz. https://tinaztitiz.com/2012/05/25/3635/

[7] Salt örnek için bkz. https://bit.ly/3nw9cxU

[8]Yetkin Akıl 2” için bkz. https://bit.ly/3KV8hAY

Search